Dr. Alp OKUTUCU

Kırışıklık

Image

Vücudumuzda bulunan tüm hücreler ve organlar  gibi cildimiz de yaşlanır.  Doğduğumuz andan itibaren bu süreç işlemeye başlar. Cilt için ayrıca bu süreci hızlandıran bazı faktörler söz konusudur. Güneş, çevresel hasarlara maruziyet, beslenme ve uyku düzenine bozuklukları gibi.

Cildin destek dokusu, %80 kolajen ve %4 elastin liflerinden oluşan gözenekli bir ağ yapısına sahiptir. Cilt yapısında bulunan elastin bir proteindir ve görevi cilde esnekliğini vermek ve gerilmesini  sağlamaktır. Elastin, cilt içerisinde cildin esnemesine ve daha sonra orijinal konumuna geri çekilmesine izin veren balık ağı benzeri bir yapı oluşturur. Ayrıca cildimizin sıkı genç parlak görünmesini sağlayan ve başlıca görevi su tutmak olan hyalüranik asit de neredeyse ilkokul dönemlerinden itibaren azalmaya başlar. Zamanla oluşan elastin ve kollagen harabiyeti de olaya eşlik edince cildin kırışması ve sarkmalar kaçınılmaz olur. Cildimiz elbette kendini yeniler, ne yazık ki bu yenilenme hızı 25-30 yaşlarından itibaren azalmaya başlar ve yaşlılık belirtileri görülür.

Kırışıklıklar mimik kaslarının kullanımıyla cildimizde görülür. Her yaşta olurlar ancak ilerleyen yaşlarda kalıcı olmaya başlarlar ve giderek derinleşirler. İşte bu aşamada kırışıklıklar oturmadan ve derinleşmeden önlem alınması gerekir.

Kadınlarda cilt kırışmalarına aylık menstrüaston periyodları, menapoz döneminde yaşanan hormon al değişimler, kilo değişimleri de kolaylaştırıcı ve hatta sebep olan faktörlerdendir.

Yüzümüzün  özellikle  alt bölgesi ve boyun; tüm bu kayıplarla ( elastln kollagen hyalüronik asit vs.) birlikte olaya başından itibaren eşlik eden ve 40’lı yaşlara gelindiğinde var olduğunu hissettiğimiz(!) yerçekimine cildimizin yenik düşmesiyle beraber sarkmalar da kaçınılmaz olmaya başlar.

Öyleyse yapılması gereken nedir? 

Öncelikle iyi beslenmeliyiz. Bol lifli gıdalar taze sebze çiğ olarak tüketmeliyiz. Gerçekten bol su içmeliyiz. Cildimizi dış etkilerden korumak için uygun nemlendirici ve güneş koruyucularını ihmal etmemeliyiz. Bu durumlarda yerine koyma tedavilerinin oldukça iyi sonuçları vardır. Cildimizin ihtiyacı olan giderek kaybolan destek ürünlerinin ve hyalüranik ürünün yerine konması uygun olacaktır. Bu bağlamda CGF CD34+ tedavileri de hem kırışıklık hem de sarkma durumlarında  çok başarılıdır. Cilt altında bozulmuş olan elastin ve kollagenin onarımını kendi kök hücreleriyle yapılabilmesine imkân tanıyan bir tedavi şeklidir.

Özellikle burun hizası üstü kırışıklıklarda mimik çizgilerinin oturmaması için botox dan da yararlanmak akıllıca olacaktır.